10.Sınıf Edebiyat Giriş Ünitesi PDF

10.sınıf Türk dili ve edebiyatı dersinin ilk ünitesi olan “Giriş Ünitesi” başlığı altında bu ünitede yer alan konuların anlatımına, videosuna ve PDF çalışma kağıdına ulaşabileceksiniz.

10 edebiyat giriş ünitesi konuları:

10.Sınıf Edebiyat Giriş Ünitesi

❤️Bu üniteye ait özenle hazırlanmış PDF çalışma kağıdını İNDİR

10.Sınıf Edebiyat Giriş Ünitesi Konu Anlatımı

EDEBİYAT TARİH İLİŞKİSİ

Edebiyatın birçok bilim ve sanat dalıyla yakından ya da uzaktan ilişkisi vardır çünkü edebiyat aslında yaşamın kendisini ifade etmektedir.

İnsanın, dolayısıyla toplumun olduğu her yerde edebiyatın izlerine rastlamak mümkündür.

Edebiyatın ilişki kurduğu bilim dallarının başında şüphesiz tarih gelmektedir.

Edebiyat tarih ilişkisi, her açıdan değerlendirilebilecek kapsamlı bir durumu ifade eder.

Tarih bilimi, bir olayın sebeplerini ve sonuçlarını aktarırken edebiyat ise bu olayın toplum üzerindeki etkisini ve arka planda kalan her şeyi aktarır.

→ Her edebi eser yazıldığı dönemin izlerini taşır, dolayısıyla bir edebi eser zamanla dönemini yansıtan bir tarihi belge niteliği kazanır.

Örneğin Oğuz Kağan Destanı’nı incelerken o dönem ile ilgili önemli bilgilere ulaşırız.

→ Bir edebi eser ya da sanatçı incelenirken ait olduğu toplumun özellikleri, tarihi ve sosyal olayları da dikkate alınır.

Örneğin “Felatun Bey ile Rakım Efendi” romanı incelenirken Tanzimat Dönemi şartları çok iyi bilinmelidir.

Yukarıdaki iki madde edebiyat-tarih ilişkisini net bir şekilde ifade eder. (Karşılıklı etkileşim)

→ Geçmişten günümüze kadar yazılmış olan edebi eserleri ve edebi oluşumları “Edebiyat Tarihi” inceler.

Edebiyat tarihçisi incelemesini yaparken metotlarını tarih biliminden almaktadır.

EDEBİYAT DİN İLİŞKİSİ

Edebiyat, insan yaşamının merkezinde yer alan bir sanat olarak toplumun her alanında etkili olan ve etkilenen bir sanat dalıdır.

Toplumu derinden etkileyen ve ona yön veren en güçlü olgulardan olan din, edebiyatı da etkiler ve ondan faydalanır.

Bu anlamda edebiyat din ilişkisi sıkı bir bağ taşır diyebiliriz.

→ Edebiyatın şekillenmesinde dinin büyük bir yeri vardır. Dini düşünceler üzerine şekillenen toplum edebiyatın da bu çerçevede ilerlemesini sağlar.

Örneğin Divan edebiyatı ve tasavvuf edebiyatı

→ Dinin yayılmasında ve günümüze kadar ulaşmasında da edebiyatın büyük bir rolü vardır. Dini düşünceler ve anlayışlar edebiyat sayesinde günümüze kadar gelmiş ve yaygınlaşmıştır.

Örneğin Ahmet Yesevi, Hacı Bektaşi Veli

→ Sanatçılar dini konuları işleyerek edebiyatın konu anlamında zenginleşmesini sağlamıştır.

→ Din adamları yüzyıllarca edebiyatın büyüleyici gücünden yararlanarak halka hitap ederek onları etkilemiştir.

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

Toplumların binlerce yıllık kültür hayatının önemli unsurlarından birisi de edebiyat olmuştur.

Bir toplumun yaşam biçimine göre şekillen edebiyat, toplumun değişen yapısına göre farklı çizgilerde hareket etmiştir.

Türklerin tarih boyunca içinde bulunmuş olduğu kültürel hayat ve yaşam biçimi aynı şekilde edebiyatı da dönem dönem farklı özelliklere büründürmüştür.

Mehmet Fuat Köprülü, Türklerin tarih boyunca geçirmiş olduğu kültürel özellikleri baz alarak “Türk Edebiyatının Dönemleri”ni belirlemiştir.

1) İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı

Türklerin İslamiyet’i kabul etmelerinden önceki edebiyat dönemidir. Kendi içinde “Yazılı ve Sözlü” olmak üzere ikiye ayrılır.

a) Sözlü Dönem

Bu dönemin en önemli ürünlerini destanlar oluşturmaktadır. İslamiyet öncesi Türk edebiyatında zengin bir destan varlığı bulunmaktadır.

  • Bu dönemin şiir ürünleri de sagu ve koşuklardır.
  • Bu dönemin bir başka sözlü ürünü ise atasözlerine benzeyen savlardır.
  • Bu dönem şiirleri şaman, kam, baksı, ozan” gibi adlar verilen kişilerce “kopuz” eşliğinde söylenmiştir.

b) Yazılı Dönem

Yazılı dönemdeki eserlerimizi Göktürk Yazıtları ile Uygur metinleri oluşturmaktadır.

  • Bu dönemden günümüze ulaşan metinler sayesinde Türklerin o dönemki yaşayışları hakkında bilgi sahibi olmaktayız.
  • Uygur Dönemi’ne ait elde oldukça fazla malzeme bulunmaktadır.
  • Bu metinlerin çoğu, Mani ve Buda dinlerinin etkisiyle yazılmış metinlerdir. Altun Yaruk, Sekiz Yükmek, Irk Bitig bu dönem eserlerindendir.

2) İslamiyet’in Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı

Türklerin İslamiyet’i kabul etmesiyle birlikte kültür hayatlarındaki köklü değişiklik edebiyata da yansımış ve yeni bir edebiyat anlayışını oluşturmuştur.

İslamiyet etkisindeki Türk edebiyatını kendi içinde genel anlamda iki başlıkta inceleriz:

a)Divan Edebiyatı

İslami unsurlar ve konular çevresinde oluşan ve 13 ile 19.yüzyıl arasında etkili olmuş bir edebiyattır.

Divan edebiyatı İslami kültüre dayalı, daha çok medrese öğrenimi görmüş, eğitimli sanatçıların oluşturdukları edebiyattır

Bir diğer adıyla “Klasik Edebiyat” olan bu anlayışına “Divan Edebiyatı” denilmesinin sebebi şairlerin şiirlerini divan adını verdikleri kitapta toplamış olmalarıdır.

b) Halk Edebiyatı

Tarih öncesinden beri Türk kültürüyle yoğrulmuş bir edebiyat anlayışı sonrası gelişen bir edebiyat anlayışıdır.

Binlerce yıllık Türk kültürünün bir yansıması olan halk edebiyatı varlığını günümüze kadar korumuştur.

Türk halk edebiyatı üç̧ gelenekten oluşmuştur:

  • Anonim Halk Edebiyatı
  • Âşık Edebiyatı
  • Dinî-Tasavvufi Halk Edebiyatı

3) Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı

Tanzimat Fermanıyla birlikte Batı’ya açılan Türk aydınlarının hareketiyle başlayan, Batı edebiyatlarının etkisinde gelişen ve oradaki yeniliklerin takip edildiği bir yeni edebiyat ortaya çıkmıştır.

Bu dönemde gazetelerin çıkarılmaya başlanmasıyla birlikte edebiyat hayatında hızlı ve önemli bir değişim meydana gelmiştir.

Batı etkisindeki edebiyatın dönemlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

a) Tanzimat Edebiyatı
b) Servetifünun Edebiyatı
c) Fecriati Edebiyatı
ç) Millî Edebiyat
d) Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı

TÜRKÇENİN TARİHİ GELİŞİMİ

Türk dilinin tarihi gelişimi 1300 geriye kadar metinlerle takip edilebilmektedir.

Bilinen en eski Türkçe metinler Göktürk Yazıtları’dır. (8.yy.)

8.yüzyıldan öncesine ait yazılı bir metin olmadığından 8.yy. öncesi Karanlık Dönem olarak isimlendirilir.

İlk yazılı metinlerdeki dil yapısına göz attığımızda Türkçenin oluşum sürecinin çok daha eskiye gittiği net bir şekilde görülür.

Türkçenin Tarihi Gelişimi

Altay Dil Birliği (Altay Dönemi)

Bu dönemin hangi tarihleri kapsadığı tam olarak bilinememektedir. Bu dönemde Türkçe, dahil olduğu Altay dil grubu içerisinde yer almaktadır.

Eski Türkçe (M.S. (6-10. yy)

Türk dilinin ana devresidir.

Bu dönem Türkçesini Göktürkçe, Uygurca ve Karahanlı Türkçesi olarak iki başlıkta inceleyebiliriz.

a) Göktürk Dönemi

Kök Türklerin kullanmış olduğu dil evresini ifade etmektedir.

Bu dönemde Orhun Abideleri Göktürk alfabesiyle yazılmıştır.

b) Uygur Dönemi

Uygurlar yerleşik hayata geçen ilk Türk topluluğu olarak bilinir.

Yeni dinlerini anlatan çeviri dini eserler yazmışlardır.

Uygur alfabesi kullanılmıştır.

c) Karahanlı Dönemi (Hakaniye Türkçesi)

Türklerin İslamiyet’i kabul etmelerinden sonra kültür hayatlarındaki köklü değişikliklerin neticesinde dilde de önemli değişiklikler olmuştur.

Bu dönemde çoğunlukla Arap alfabesi kullanılmış ve Türkçeye Arapçadan kelimeler transfer edilmiştir.

Divan-ı Lügat’it-Türk

Kutadgu Bilig

Orta Türkçe

Eski Türkçe ile yeni Türkçe arasında bir köprü görevi gördüğünden dolayı “Orta Türkçe” adıyla anılmıştır.

Bu dönem Türkçesi İslam medeniyetinden oldukça etkilenmiş ve bünyesinde önemli değişiklikler yaşanmıştır.

1) KUZEY-DOĞU TÜRKÇESİ (11-21 yy.)

  1. Kıpçak Türkçesi
  2. Çağatay Türkçesi
  3. Harezm Türkçesi

Özbek Türkçesi

Tatar Türkçesi

Kazak Türkçesi

Kırgız Türkçesi

2) BATI TÜRKÇESİ (13-21. yy.)

Eski Anadolu Türkçesi (13-15 yy.)

Anadolu Selçuklu Devleti’nin kuruluşuyla başlayan ve 15.yüzyıla kadar devam eden Türkçedir.

Anadolu’ya yerleşen Oğuzların yeni kültürle birlikte geliştirdiği bu dönem dili “Eski Anadolu Türkçesi” olarak adlandırılmaktadır.

Osmanlı Türkçesi (15-20. yy.)

İstanbul’un fethiyle birlikte imparatorluğa dönüşen Osmanlı’da Arapça ve Farsça etkisiyle oluşturulan yazı dilidir.

Türkçe bu devrede yabancı dillerden pek çok kelime ve gramer şekilleri almıştır.

Türkiye Türkçesi (20-21. yy.)

Batı Türkçesinin üçüncü devresi Türkiye Türkçesi devresidir.

1911 yılında yayınlanan Yeni Lisan Hareketi, bu Türkçenin başlangıcıdır.

Dil sadeleşmiş, yabancı kelime ve gramer kuralları terk edilmiştir.

Yazı dili olarak İstanbul Türkçesi baz alınmıştır.

1932’de Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk Dili Tetkik Cemiyeti (Türk Dil Kurumu)’nin kuruluşu bu Türkçenin gelişiminde büyük bir rol oynamıştır.

Türklerin bugüne kadar kullandıkları alfabeler nelerdir?

Geçmişten günümüze kadar Türkler, 5 farklı alfabe kullanmışlardır.

  • Köktürk (38 harf: 4 sesli + 34 sessiz)
  • Uygur (18 harf: 4 sesli + 14 sessiz)
  • Arap
  • Kiril
  • Latin Alfabesidir.

10.Sınıf Edebiyat Giriş Ünitesi PDF

Aşağıdaki bağlantılardan Deniz Hoca tarafından hazırlanmış olan “Edebiyat Ders Notları PDF” dosyası ile slaytını indirebilir, öğrencileriniz ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Aşağıdaki bağlantılardan Deniz Hoca tarafından hazırlanmış olan “10 Giriş Ünitesi PDF” dosyası ile slaytını indirebilir, öğrencileriniz ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK YAZILAR
 PDF / Slayt
10.Sınıf Ders Konuları
TYT Türkçe 
AYT Edebiyat

İlgili Yazılar