1950 sonrası Türk tiyatrosu, Tanzimat’tan sonra başlayan birikimin sonucu olarak olgunlaşmış ve evrensel düzeyde kabul edilebilir bir seviyeye ulaşmıştır. Yani modern tiyatroyla tanışmamız Tanzimat Dönemi’ne rastlar ancak Cumhuriyet Dönemi ile gelişim göstermiş ve 1950’den sonra ise dünyadaki gelişmelerin takip edilmesiyle tiyatromuz evrensel standartlara ulaşmıştır.
1950 Sonrası Türk Tiyatrosu
⇒ Tiyatroda teknik ve konu çeşitliliği bakımından ilerleme sağlanmıştır.
⇒ Dünyadaki tiyatro gelişmeleri takip edilerek başarılı eserler verilmiştir.
⇒ Hem devletin tiyatroya destek vermesi hem de özel tiyatroların açılmasıyla tiyatrodaki gelişim üst noktaya ulaşmıştır.
⇒ Bu dönemde Haldun Taner, Turgut Özakman, Aziz Nesin, Güngör Dilmen, Orhan Asena gibi usta isimlerin eserleri hem ülkemizde hem de yurt dışında büyük ilgi görmüştür.
⇒ Başka türlerde eser veren birçok yazar aynı zamanda tiyatroya da ilgi göstermiştir.
⇒ Bu dönemde “Yansıtmacı” ve “Göstermeci” tiyatro tekniklerinden yararlanılmıştır.
⇒ Bu dönem tiyatrosunda klasik tiyatronun ilkeleri uygulanmaya devam edilmiştir. Yani bu dönemde sanatçılar trajedi, dram ve komedinin özelliklerini baz alarak yeni oyunlar yazmayı denemişlerdir.
⇒ Turan Oflazoğlu; tarihsel ve mitolojik unsurlar içeren trajedi türünü ele alarak korku, acıma, intikam, ölüm, nefret ve sevgi temalarını işlemiştir.
⇒ Aziz Nesin ve Turgut Özakman ise hayatın ve toplumun komik yönlerini ön plana çıkarmış, hem eleştiri yaparak hem de ders vermeyi amaçlayarak komedi türünü ele almıştır.
⇒ Orhan Asena, Güngör Dilmen, Melih Cevdet Anday ve Necati Cumalı gibi isimler hayatın hem gülünç hem de trajik yönlerini bir araya getirdikleri dram türünde eserler vermiştir.
⇒ 1950 sonrası tiyatromuzda dikkat çeken en önemli husus tema zenginliğidir.
⇒ Bireysel konuların yanında göç, kentleşme, kültürel çatışma, işçi-köylü sorunları ve uyumsuzluk gibi toplumsal konular sıklıkla işlenmiştir.
Tiyatro Anlayışları (Yöntemleri)
Yansıtmacı (Benzetmeci) Tiyatro
Sahnede gerçekleştirilen oyunun gerçekten o an gerçekleştiğini izleyiciye hissettirmeye çalışan bir tekniktir. Oyun sahnelendiğinde izleyici salonda yokmuş ve gerçekten bir olay yaşanıyormuş gibi davranılır.
Göstermeci Tiyatro
Seyirci ile oyun arasında bir mesafe oluşturularak sahnede olanın bir oyun olduğu unutturulmaz. Oyun yaşamın gerçeklerini yansıtmaz.
Epik Tiyatro
Tiyatroya ve hayata eleştirel bir gözle bakarak oyun üzerinden bir toplum gerçeği ortaya konur ve bir mesaj verilir. İzleyicinin oyun sırasında bazı durumları düşünmesi, eleştiri yapması ve oyun sonrasında bir yargıya varması amaçlanır. Oyunda toplumsal ve politik konular ele alınır.