4.KITA:
Garb’ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
”Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Batının ufuklarını saran çelik zırhlı duvar. Batının üstün teknolojisidir ki en somut hali silah teknolojisindeki üstünlüğüdür. Çelik zırhların ufukları sarması düşmanın silahlı kuvvetlerinin her yeri sarmış olmasıdır. Burada düşmanın silah üstünlüğü sezdirilir. Bu üstün silah gücünün karşısına Mehmet Akif, Türk’ün iman gücünü çıkarır. Düşman sınırlarımıza gelince evvela Mehmetçiğin iman dolu göğsü ile karşılaşacaktır. “Ulusun” kelimesi büyüksün anlamında değil ‘canavarın uluması’ anlamındadır. Medeniyet, ilerleme düşmanı diye pervasızca suçlanan Mehmet Akif; şiirlerinde atomdan bahseden ilk şairdir. Şair medeniyet kelimesi ile emperyalist ve acımasız Batı dünyasını kasteder. Yunanlılar 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal ettikleri zaman İngiliz başvekili Lloyd George “Yunanlılar İzmir’e medeniyet götürüyor.” demiştir.
Mehmet Akif’in de burada kastettiği budur. Medeniyeti “tek dişi kalmış canavara” benzetmesinin sebebi de Batı dünyasında kapitalizmden sonra dini ve ahlaki zayıflığın son raddeye dayanması, her şeyin bozulduğu sistemde tek sağlam yapının teknoloji olmasıdır. Akif bu zafiyetler içindeyken Batı’dan korkmamak gerektiğini vurgulamak maksadıyla “nasıl böyle bir imanı boğar” söyleyişini kullanmıştır.