Arap dilinden doğan “Aruz ölçüsü” hecelerin söyleyiş özelliklerine göre (kısa-açık-kapalı) göre sıralandığı bir vezin çeşididir. Arap edebiyatında doğmuş ve oradan da Türk şiirine geçmiştir.
Aruz ölçüsünde dizelerdeki hece sayısının eşit olmasının yanında seslerinde eşit değerde söylenmesi amaçlanır. Böylelikle şiirde müzikalite sağlanarak ölçü yerine getirilmiş olur.
Aruz Kalıpları
Arapça sözcüklerden türetilen kalıplar bir araya getirilerek aruz kalıpları oluşturulur. Şiirler yazılırken aruz kalıpları dikkate alınarak sözcüklerin seçimi yapılır. Aruz veznini Türkçeye uygulamak zor olduğundan dilimize uygun olan kalıplar belirlenmiş ve ağırlıklı olarak o kalıplar kullanılmıştır. Bu kalıpların bazıları aşağıdaki gibidir:
Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün
Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün
Feilâtün / Feilâtün / Feilâtün / Feilün
Mefâîlün / Mefâîlün / Mefâîlün / Mefâîlün
Mefâilün / Feilâtün / Mefâilün / Feilün
Mef’ûlü / Fâilâtü / Mefâîlü / Fâilün
Müs tef i lün/ Müs tef i lün/ Müs tef i lün/ Müs tef i lün
Örnek
Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
. – – – / . – – – / . – – – / . – – – –
Me fâ î lün / Me fâ î lün / Me fâ î lün / Me fâ î lün
Aruz Kusurları
İmale
Şiir yazarken tercih edilen aruz kalıbına sözcükleri uydurmak için bazı açık heceler uzatılarak okunur. Bunu yaparken de o heceye imale yapılarak kapalı hece değeri verilir.
Ge-li-yo-ruz
. / . / – / –
Zihaf
İmalenin tersi olan bir kusurdur. Kapalı olan bir hecenin aruz kalıbının düzenini bozmaması amacıyla açık bir şekilde değer verilmesi esasına dayanır.
Ulama
Türkçede ünsüz ile biten bir sözcükten sonra ünlü ile başlayan biz sözcük geldiğinde ilk kelimenin son harfini ikinci kelimenin başına getirerek okuyabiliriz. Örneğin; “Altın aldım” ifadesi “Altı naldım” şeklinde telaffuz edilebilir. Türkçenin telaffuzundaki bu kolaylık aruz ölçüsündeki kusurları gidermek için kullanılmıştır.
9. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinin konu anlatımlarına aşağıdaki linke tıklayarak ulaşabilirsiniz…