Eserleriyle Anadolu halkını ve onların yalnızlığını dile getiren sanatçıların başında gelen Reşat Nuri Güntekin, sadece roman türünde değil birçok türde başarılı eserlere imza atmıştır. Cumhuriyet dönemi yazarlara kıyasla daha akıcı bir dile sahip olan yazarın en başarılı eseri Türk romanları arasında çok kıymetli bir yeri olan Çalıkuşu’dur.
Reşat Nuri Güntekin’in Hayatı
Yazar 25 Kasım 1889 tarihinde İstanbul’da doğmuş ve tedavi için gittiği Londra’da 7 Aralık 1956 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Babasının askeri doktor olmasından dolayı öğrenim hayatı boyunca birçok il dolaşmak zorunda kalan yazar, ilköğretimine Çanakkale’de başlamıştır. Zengin bir aile çevresinin bulunmasından dolayı iyi bir eğitimden geçen Güntekin, daha sonraki yıllarda İzmir’de okumuş ve İstanbul’a gelerek lise eğitimini tamamlamıştır. Üniversiteyi ise şimdiki adı İstanbul Üniversitesi olan Darülfünun’da edebiyat bölümünü okuyarak tamamlamıştır.
Belli bir döneme kadar Bursa ve İstanbul’da öğretmenlik yapmış ve en ünlü eseri olan Çalıkuşu için gerekli birikime sahip olmuştur. Öğretmenliğin dışında edebiyata ve yazmaya ilgi duyan yazar, Çalıkuşu adlı eseriyle dikkat çekerek tüm yurtta tanınır hale gelmiştir.
Bir dönem Çanakkale milletvekilliği de yapan yazar daha sonraki yıllarda Paris kültür ataşeliği görevini de üstlendi.
Reşat Nuri Güntekin’in Edebi Kişiliği
Birçok türde başarılı eserler yazan Reşat Nuri Güntekin Cumhuriyetle birlikte imkansızlıklarla mücadele içine giren insanları idealize ederek anlatmayı başarmıştır. Babasının görevi nedeniyle birçok yeri gezme fırsatı yakalayan ve gezdiği yerleri gözlemleyen yazar eserinde bunların izini göstermiştir. Eserlerine ince bir titizlikle yerleştirdiği tenkitçiliği ile diğer sanatçılardan ayrılmaktadır.
Eserlerine realist bir tavırla yaklaşması, eserlerindeki gerçekçilik her ne kadar eleştirilse de aynı zamanda eserlerinin inandırıcılığını arttırması yönüyle dikkat çekicidir. Reşat Nuri Güntekin; İstanbul ağırlıklı olan, İstanbul’u konu edinen edebiyatı bu şehirden çıkarmış ve Türk Edebiyatını Anadolu’ya taşımıştır. Anadolu insanın sıkıntısını, onların ne zorluklar altında yaşam mücadelesi verdiklerini çok ince bir üslupla dile getirmiştir.
Yazar eserlerinde Türkçeyi çok yalın ve temiz bir şekilde kullanmayı başarabilen sanatçılar arasında gösterilmektedir. Gerek dilinin yalın olması gerekse eserlerindeki gerçekçilik onu vazgeçilemeyen bir yazar yapmıştır. Yazarın eserlerinde dönemin sosyal-kültürel özelliklerini net bir şekilde görebilmekteyiz. Cumhuriyet sonrasında toplumdaki hızlı değişim sürecinde aile kurumlarındaki çatışmalar, yazarın eserlerinde gözler önüne serilmektedir. Yazar özellikle Çanakkale Savaşı, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı ile bunların sosyal yaşama etkileri üzerinde durmuştur.
Gazete ve dergilerinde yayımlanan yazılarında kendi isminin yanı sıra “Hayrettin Rüştü, Mehmet Ferit, Sermet Ferit” gibi takma isimler de kullanmıştır.
Çalıkuşu
1922 yılında yazılan Çalıkuşu romanı, yazıldığı dönemde çok ses getirmiş ve yazarına büyük bir ün sağlamıştır. Yazıldığı dönemde edebiyat çevresi tarafından çok konuşulmuş ve görmüş olduğu ilgiyle izine az rastlanır bir eser niteliğine kavuşmuştur.
Çalıkuşu, öğretmenlik mesleğini yüceltmekle birlikte modern dünyaya adımını atan Türkiye’de birçok genç kıza da ilham kaynağı olmuştur. Eser, yazıldığı dönemin bir ülke fotoğrafını yansıtmaktadır. Bu bakımdan Türk edebiyatında çok özel bir yere sahiptir.
Kendisini memleketine adamış bir kadının iç dünyasını bir erkek olarak çok doğru ve güzel bir bakış açısıyla ele alan Reşat Nuri Güntekin, Anadolu’nun yüzyıllarca unutulduğu köşeden çıkarılmasını da sağlamıştır.
Atatürk de bu romanı Büyük Taarruz öncesinde okumuş, çok beğendiğini ve herkesin okuması gerektiğini söyleyerek Çalıkuşu’nu başucu kitabı yapmıştır. Özellikle kitapta gerçekçi bir şekilde Anadolu’nun nasıl ihmal edildiğini görmüş ve sonraki yıllarda yapacakları bazı inkılapların zihninde canlandığı ifade edilir.
Yaprak Dökümü
Yaprak Dökümü romanında yazar, yanlış batılılaşmayı ve bunun sonrasında toplumun en küçük birimi olan ailedeki çöküsü ele almıştır. Reşat Nuri Güntekin, realist bir bakış açısıyla dönemin Türk ailesini incelemiş ve yaşanan sorunları gözler önüne sermiştir.
Emekliliği sonrasında İstanbul’a yerleşen Ali Rıza Bey ve ailesinin yaşadıkları sorunlar, kültür ve sosyal yaşamda görülen hızlı değişimlere ailenin göstermiş olduğu farklı davranışlar ve sonunda da ailenin parçalanması kitabın ana hatlarını oluşturmaktadır. Yine bunların yanında yazarın üstünde durduğu önemli bir konuda toplumda görülen köklü değişikliklere insanların vermiş olduğu farklı tepkilerdir.
ESERLERİ
ROMAN:
- Acımak (1928)
- Akşam Güneşi (1926)
- Ateş Gecesi (1942)
- Bir Kadın Düşmanı (1927)
- Çalıkuşu (1922)
- Damga (1924)
- Değirmen (1944)
- Dudaktan Kalbe (1925)
- Eski Hastalık (1938)
- Gizli El (1924)
- Gökyüzü (1935)
- Harabelerin Çiçeği (1953)
- Kan Davası (ölümünden sonra 1962)
- Kavak Yelleri (ölümünden sonra 1961)
- Kızılcık Dalları (1932)
- Miskinler Tekkesi (1946)
- Son Sığınak (ölümünden sonra 1961)
- Yaprak Dökümü (1930)
- Yeşil Gece (1928)
ÖYKÜ:
- Eski Ahbap (1919)
- Gençlik ve Güzellik (1919)
- Leyla ile Mecnun (1928)
- Olağan İşler (1930)
- Roçild Bey (1919)
- Sönmüş Yıldızlar (1928)
- Tanrı Misafiri (1927)
EĞİTİM:
- Dil ve Edebiyat: Türk Kıraati (1930)
- Fransızca-Türkçe Resimli Büyük Dil Kılavuzu (1935)
GEZİ:
- Anadolu Notları (ilk cildi 1936; ikinci cildi 1966)
OYUNLAR:
- Babür Şah’ın Seccadesi (1931)
- Balıkesir Muhasebecisi (1953)
- Bir Kır Eğlencesi (1931)
- Bir Köy Hocası (1928)
- Bir Yağmur Gecesi (1943)
- Eski Rüya (1922)
- Eski Şarkı (ölümünden sonra 1971)
- Felaket Karşısında-Gözdağı-Eski Borç (Üç oyun birarada, 1931)
- Gazeteci Düşmanı-Şemsiye Hırsızı-İhtiyar Serseri (Üç oyun birarada, 1925)
- Hançer (1920)
- Hülleci (1926)
- İstiklal (1933)
- Tanrıdağı Ziyafeti (1955)
- Taş Parçası (1926)
- Ümidin Güneşi (1924)
- Ümit Mektebinde (1931)
- Vergi Hırsızı (1933)
- Yaprak Dökümü (ölümünden sonra 1971)
Güzel olmuş sayesinde ödevimi yaptım