Halk Edebiyatı

Nasreddin Hoca, Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde 1208 tarihinde doğmuştur. Nasreddin Hoca babası Abdullah Efendi gibi imamlık yapmıştır. Daha sonraları Konya’nın Akşehir ilçesine taşınmıştır. Köyde medrese eğitimi alan Nasreddin Hoca’nın daha sonraları medresede hocalık yaptığı söylenir. Hoca ismini de medresede çalışmasıyla aldığı söylenir.  Nasreddin Hoca’nın Kişiliği Nasreddin Hoca geçmişte Anadolu’da yaşayan en ünlü halk adamlarımızdan biridir. Bu üne sahip olmasında yaşadığı olaylardan ...

Ahmet Kutsi Tecer’in bularak vaktiyle neşretmiş olduğu iki manzume sayesinde Özdemir Osman Paşa kumandasındaki Osmanlı ordusuyla İran harplerine katıldığı anlaşılan Köroğlu adlı bir saz şairinin tarihi mevcudiyeti ortaya çıkmıştır. Bunu Evliya Çelebi Seyahatnamesi’ndeki bir fıkra da teyit etmektedir. Manzumelerinden birisi Özdemiroğlu’nun fetihlerini anlatan bir destan, diğeri de onun ölümüne ait bir mersiyedir. Yine eski mecmualarda tesadüf edilen ve Köroğlu mahlasını ...

Tokatlı Nuri kadar şöhretli hatta onu da geçmiştir. Sivas’ın Kangal ilçesinde yaşamıştır. Günümüzde Sivas’ta Ruhsati adıyla festivaller düzenlenmektedir. Aruzu çok fazla kullanmamıştır. Hayatı boyunca mutluluğa ulaşamamış bir şairdir. Hayatında büyük acılara tanıklık yapmış ve dört hanımını kaybetmiştir. 23 çocuğu vardır.  Edebi kişiliğine bakacak olursak müthiş bir söyleyişinin olduğunu söyleyebiliriz. 19.asrın temayüllerine kapılmayan halk şairlerindendir. Bu da aşıklık geleneğine hakim olduğunu ...

Hikaye, Türkçeye kelime olarak Arapçadan geçmiştir. Arap edebiyatında hikaye kelimesine İslamiyet’in ilk asırlarında rastlanmaz. Sonraki asırlarda eğlendirme amacına dayanan taklit manasında kullanılmıştır. 9.yüzyılda Cahiz’in kullandığı kelime ve cümlelerle hikaye “edebi bir sanat olarak hayatın taklidi” şeklinde ve anlamında Arap diline girmiştir. Kelime anlamı ile zaman geçtikçe her türlü hayali olay veya anlatım ifade eden bir kavram haline gelmişse de olağanüstü ...

Türk halk edebiyatında önemli bir yeri olan aşıklık, saz eşliğinde doğaçlama olarak söylenen şiirlere dayanır. Saz eşliğinde söylenmeye şiirlerde vardır. Aşıklık geleneğinin temeli islamiyet öncesi döneme kadar dayanır. Anadolu da en başarılı dönemlerini 15. yüzyıldan sonra yaşamıştır. Aşık edebiyatının uyulması gereken bazı kuralları vardır. Aşıklar şiirlerini belli kurallar eşliğinde çeşitli şekillerde icra eder. İşte aşıklık geleneğini devam ettirmek ve duyguyu ...