Türk edebiyatının en geniş bölümünü oluşturan “Divan Edebiyatı“, Türklerin İslamiyet’i kabul etmelerinden sonra izinden gittikleri Arap ve Fars edebiyatlarının etkisiyle oluşmuş bir geleneği ifade etmektedir. “Divan Edebiyatı Nedir?” sorusunun cevabını kısa bir şekilde vermek mümkün olmadığından öncelikle bu edebiyatın oluşumunu ve özelliklerini bilmek doğru olacaktır.
Divan edebiyatı AYT Edebiyat için de oldukça önemli bir konu ki son yıllarda AYT Edebiyat sorularının en az 3 tanesi divan edebiyatı konusundan gelmektedir. 10.sınıf Türk dili ve edebiyatı dersinde ayrıntılı olarak ele aldığımız “divan edebiyatı konusu”ndan AYT Edebiyat sınavında sanatçılar, nazım biçimleri, özellikleri başta olmak üzere mutlaka soru geldiğinden hem 10.sınıf öğrencilerinin zamanında bu konuyu iyi bir şekilde kavramalarını hem de üniversite sınavlarına çalışan öğrencilerin bu konuya ayrıca önem vermelerini tavsiye ederim.
Divan Edebiyatı Nedir?
Divan edebiyatı, Türklerin İslamiyet’i kabul etmelerinden sonra Anadolu’da 13-19. yüzyıllar arasında Müslümanlığın getirdiği inanç, kurallar ve düşüncelerle birlikte oluşturdukları bir edebiyattır. Kendine has ve halktan kopuk bir sanat anlayışına sahip olan divan edebiyatı, “Klasik Edebiyat, Saray Edebiyatı ve Yüksek Zümre Edebiyatı” gibi çeşitli isimlerle de anılmıştır.
Bu edebiyatın “Divan” adıyla anılmasının sebebi ise “Şairlerin şiirlerini bir araya getirip topladıkları kitaplara divan adının verilmesi” geleneğine dayanır. Nitekim “Divan” toplanma, meclis manasına da gelir.
Divan Edebiyatının Oluşumu
Divan edebiyatının oluşmasında Arap ve Fars kültürü çok etkili olmuştur. İslamiyet sonrasında kültür hayatlarında çok önemli değişiklikler görülen Türklerde yeni bir edebiyatın temelleri atılmıştır. Medrese eğitimi gören, Arapça ve Farsçayı öğrenip ayrı bir sınıf haline gelen aydınlar, Arap ve özellikle de Fars edebiyatının estetiğini baz alarak divan edebiyatını oluşturmuşlardır. Bu nedenle aslında bu edebiyat halktan uzak bir anlayış üzerine kurulmuştur. Divan edebiyatının kurucusu olarak da bilinen ilk temsilcisi ise Hoca Dehhani’dir.
Divan edebiyatının doğduğu döneme ve sonrasına bakıldığında Türk dünyasında Arapça ve Farsçanın yerinin büyük olduğu net bir şekilde görülür. İşte divan şairleri de şiirlerinde Arapça, Farsça ve Türkçeyi birlikte kullanıp bu üç dille oluşturulmuş yeni bir edebiyat dili yaratmışlardır. Osmanlıca ya da Osmanlı Türkçesi olarak adlandırılan bu dilin halk tarafından benimsenmediği, sadece kendini farklı olarak değerlendiren bu sanatçılar tarafından kullanıldığı da söylenebilir.
Daha çok şiir üzerine kurulu olan divan edebiyatında düzyazı şeklinde verilen eserler de mevcuttur. Nesir olarak verilen eserlerde dilin oldukça ağır ve süslü olduğu görülür. Çeşitli konularda eser yazılan divan edebiyatında genel olarak “Tefsir, hadis, tasavvuf, tezkire, seyahatname” gibi nesir türlerde eserler verilmiştir.
Divan Edebiyatı Özellikleri
Divan edebiyatı altında verilen eserler nazım ve nesir olarak oluşturulmuştur. Ancak divan edebiyatında nazım, yani şiir daha ağır basar. Bu şiirler ise kalıplaşmış düşünce ve hikayeler içerin mazmunlar etrafında şekillenmiştir. Divan şiirine bakıldığında bu ortak kalıpların dışına pek çıkılmadığı görülür. Nesirlerde de daha çok dini konular işlenmekle birlikte ağır bir dil kullanılmıştır.
→ Divan edebiyatı, 14-19. yüzyıllar arasında etkili olmuştur.
→ Bu edebiyat geleneğinin ilk temsilcisi Hoca Dehhani’dir.
→ Türk Edebiyatı içinde yaklaşık olarak 600 yıllık bir hakimiyeti vardır.
→ Türklerin kendi ölçüsü olan hece ölçüsü terk edilmiş, Arapların ölçüsü olan aruz vezni tercih edilmiştir.
→ Nazım birimi olarak ağırlıklı olarak beyit tercih edilse de murabba, rubai, şarkı vb. nazım biçimlerinde dörtlük kullanılmıştır.
→ Türkçenin yanı sıra Arapça ve Farsça kelime ile tamlamalar da yazı diline dahil edilerek “Osmanlı Türkçesi” denen yapay bir dil oluşturulmuştur.
→ Bu edebiyat geleneğinde en zor sanatları kullanmak ve dili ağırlaştırmak bir hüner olarak kabul görürdü. Bu nedenle hem nazım hem de nesirlerde çok yoğun bir şekilde sanat ve ağır bir dil kullanılmıştır.
→ Bu gelenekte kullanılan nazım biçimleri daha çok Arap ve Fars edebiyatlarından alınsa da şarkı ve tuyuğ gibi birkaç yerli nazım biçimi de kullanılmıştır.
→ Somut konulardan çok soyut konulara ağırlık verilerek gerçeklikten uzaklaşılmıştır.
→ İslam mitolojisi, karşılık bulmayan aşk, şarap, din ve tasavvuf başta olmak üzere oldukça sınırlı sayıda konu ele alınmıştır.
→ Aşk, içki, sevgiliye olan bağlılık genellikle mecazi anlamda ifade bulmuştur.
→ Sanat şahsi bir uğraş olarak ele alınmış, halktan kopup “sanat için sanat” anlayışı doğrultusunda eserler verilmiştir.
→ Birkaç örnek dışında toplum sorunlarını ele alan herhangi bir eser yoktur.
→ Eserlerde söylenenden çok şairin söyleme gücüne ve etkisine önem verildiğinden sanatlı ve mecazlı bir dile sahiptir.
→ Mazmun olarak adlandırılan kalıplaşmış düşünce ve sözler şiirlerin temelini oluşturur. Birçok sanatçı aynı mazmunlar etrafında söyleyiş farkına sahip olan şiirler yazmıştır.
Zümre edebiyatının önemli hususlarından birisi de “kalıplaşmış” düşünce ve sözlerin yoğun bir şekilde kullanılmış olmasıdır. Bu kalıplar “Mazmun” olarak adlandırılır.
→ Alışılmışın dışına çıkılarak kafiyenin kulak için değil “göz için kafiye” anlayışı benimsenmiştir.
→ Bu edebiyat geleneğinde bir şiirin kendi içerisinde bütünlüğü söz konusu değildir. Bütün değil parça güzelliği savunulmuş yani her beyit şiirden bağımsız olarak kendi içinde anlam ifade eder.
→ Şiirlere özel bir isim verilmemiş, şiir hangi nazım biçimi ya da türünde yazıldıysa o isimle anılmıştır.
→ Şairler, genellikle şiir sonlarında takma adları olan mahlası kullanmıştır.
❤️ Daha Fazla Bilgi İçin Ayrıca Bakınız → Divan Edebiyatı Özellikleri
Divan Edebiyatı Nazım Biçimleri
Divan edebiyatı, büyük bir oranda Fars ve Arap edebiyatlarına dayandığından şiirlerde kullanılan nazım şekilleri de bu edebiyatlardan alınmıştır. Ancak az da olsa Türklerin oluşturmuş oldukları biçimler de tercih edilmiştir. Divan edebiyatı nazım biçimleri:
Beyitlerden Oluşanlar
Tek Dörtlükten Oluşanlar
Bentlerden Oluşanlar
- Şarkı
- Murabba
- Terkibibent
- Terciibent
- Muhammes
- Müselles
❤️ Daha Fazla Bilgi İçin Ayrıca Bakınız → Divan Edebiyatı Nazım Biçimleri
Divan Edebiyatının Kaynakları
Bu geleneğin oluşum ve gelişiminde İslamiyet’in yanı sıra büyük ve çeşitli bir kültürlenme süreci de büyük rol oynamıştır. Divan edebiyatının kaynakları arasında şunları sayabiliriz:
– Kur’an-ı Kerim.
– Dini Bilimler. (Bunlar asında tefsir, fıkıh ve kelam yer alır.)
– Türk kültürü.
– İran edebiyatı ve mitolojisini anlatan Firdevsi’nin Şehname adlı mesnevisi.
– Tasavvuf (Tasavvuf divan edebiyatını büyük oranda şekillendiren ve divan edebiyatında büyük bir yer tutması bakımından ayrı incelenmesi gereken bir madde)
– İslam ve Türk tarihi.
– Peygamber hikayeleri.
Divan Edebiyatı Sanatçıları
Yaklaşık olarak 600 yıl boyunca edebiyatımızda hakimiyet kuran Yüksek Zümre Edebiyatı, bu süre içerisinde Arap ve Fars sanatçıların seviyesine ulaşmış birçok isim yetiştirmiştir. Edebiyat ve kültür denizimize büyük katkılar sunmuş olan bazı divan edebiyatı şairleri şu şekildedir:
- Hoca Dehhani
- Mevlana
- Ahmedi
- Kadı Burhaneddin
- Nesimi
- Şeyhi
- Süleyman Çelebi
- Taşlıcalı Yahya
- Bağdatlı Ruhi
- Fuzuli, Baki
- Nefi
- Nabi
- Naili
- Nedim
- Şeyh Galip
❤️ Daha Fazla Bilgi İçin Ayrıca Bakınız → Divan Edebiyatı Şairleri
Divan Edebiyatı Akımları
Yaklaşık 600 yıllık bir etkisi olan divan edebiyatı sürekli aynı kalmamış, gelişimlere ve değişimlere açık olmuştur. Bu noktada şairler yüzyıllar içinde çeşitli anlayış ve üsluplarla şiirlerini yazmıştır ve böylelikle divan şiiri akımları ortaya çıkmıştır.
Türkî-i Basit
- Basit Türkçe anlamına gelen bu akımda sanatçılar Arapça ve Farsça kelimeler yerine Türkçe sözcükler kullanmaya gayret etmişlerdir.
- 15 ve 16.yüzyılda ortaya çıkan bu anlayış şiirin özünde değişiklik yapmış ve mahallileşme akımına zemin hazırlamıştır.
- Necatî, Aydınlı Visalî, Tatavlalı Mahremi, Edirneli Nazmi bu akımın temsilcileridir.
Mahallileşme
- Yerlileşme akımı da diyebileceğimiz bu anlayış şiire yerli unsurların dahil edilmesini sağlamıştır.
- İstanbul Türkçesi ve İstanbul yaşamı şiire yansımıştır.
- Soyutluktan uzaklaşılıp yaşanan yerler ve gerçek sevgililer anlatılmıştır.
- Bakî, Nedim, Enderunlu Vasıf ve Şeyhülislam Yahya bu akımın temsilcileridir.
Hikemî Tarz
- Hikmet kelimesine dayanan bu akımda düşünce ön plandadır.
- Nasihatler vererek insanı iyiye ve güzele yönlendirme amaçlanmıştır.
- Nâbî ve Koca Ragıp Paşa bu akımın temsilcileridir.
Sebkihindi
- Hint tarzı anlamına gelen bu akımın temelinde Hindistan’a giden İranlı şairler yer alır.
- 17. yüzyıldan itibaren divan edebiyatını etkilemiştir.
- Şiirde anlam ve hayal gücü ön plana çıkmıştır.
- Süs ve sanat anlayışıyla hayal gücü birleşince anlaşılması zor bir dil ortaya çıkmıştır.
- Alışılmış mazmunlar yerine şairler yeni arayışlara yönelmişlerdir.
- Nef’î, Neşatî, Nailî, Fehim-i Kadim ve Şeyh Galip bu akımın önemli temsilcileridir.
❤️ Daha Fazla Bilgi İçin Ayrıca Bakınız → Divan Edebiyatı Akımları
Divan Edebiyatı PDF + Video
Aşağıdaki bağlantılardan Deniz Hoca tarafından hazırlanmış olan “Edebiyat Ders Notları PDF” dosyası ile slaytını indirebilir, öğrencileriniz ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
Aşağıdaki bağlantılardan Deniz Hoca tarafından hazırlanmış olan “Divan Şiiri PDF Çalışma Kağıdı” dosyası ile slaytını indirebilir, öğrencileriniz ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK YAZILAR
⇒ PDF / Slayt
⇒ 10.Sınıf Ders Konuları
⇒ TYT Türkçe
⇒ AYT Edebiyat