Türk kültürünün çok önemli bir unsurunu oluşturan Karagöz Oyunu, deriden kesilmiş tasvirlere perde arkasından ışık yansıtılmasıyla oynanan bir gölge oyunudur. Bu oyun Türk kültürünü, yaşam biçimini, müziğini, Osmanlı’daki halkın karakterini bizlere yansıtan özel bir sanatsal faaliyet özelliği taşımaktadır. Ülkemizde 19.yüzyılın sonlarına doğru başlayan modern tiyatro öncesinde bizim bu alandaki eksiğimizi tamamlayan “Geleneksel Türk Tiyatrosu” içinde Karagöz ayrıca bir yer tutmaktadır.
Karagöz Oyunu
Bu oyunu iki boyutta değerlendirmek ve ele almak doğru olacaktır. Bu tiyatronun birinci boyutunu kullanılan sistem yani gölge oyunu oluşturmaktadır. Bu oyun sisteminin bilinmeyen bir zamanda Çin’de oluşturulduğu kabul görmektedir. Daha sonraları Mısır’a kadar gelen bu oyun Mısır’ın fethiyle birlikte İstanbul’a da taşınmıştır. Oyunun ikinci boyutunu ise Karagöz ile Hacivat oluşturmaktadır. Her ne kadar oyun sistemi yabancı kaynaklı olsa da oyunun kişileri ve konusu tamamen Türklere aittir. Rivayet edilir ki “Karagöz ve Hacivat” Bursa’da bir caminin yapımında çalışan işçilerdir. Kendi aralarındaki atışmalarıyla diğer işçilerin eğlence kaynağını oluşturan Karagöz Hacivat, idam edilir. Ölümleri yaşadıkları çevre tarafından büyük bir üzüntüyle karşılanır ve sonrasında Şeyh Küşteri bu kişilerin anısına bu oyunu oluşturur.
Yüzyıllarca Türk halkı içinde sevilen bir tiyatro olan “Karagöz oyununun özellikleri”ni daha kolay öğrenilebilmesi için şu şekilde maddeler halinde sıralamak mümkündür:
Karagöz Oyununun Özellikleri
- Oyunu perde arkasında oynatan kişiye “hayalbaz ya da hayali” denir. Hayalbazın en önemli yardımcısı ise tef çalan yardaktır. Sahnedeki tasvirlerin oynatılması ve seslendirmesi tek kişi tarafından yapıldığı için oldukça hayalinin oldukça yetenek sahibi biri olması gerekmektedir.
- Geleneksel Türk tiyatrosunun bir özelliği olarak bu oyunda da kesinlikle bir yazılı metin yoktur. Yani Karagöz doğaçlama olarak oynatılmaktadır. Hayalbaz arkada oyunu tuluata bağlı olarak icra eder. Oyunun metinleri ancak 19. yüzyıldan itibaren yazıya geçirilmeye başlanmıştır.
- Geleneksel Türk Tiyatrosunun en önemli ve yaygın bir oyunu olarak karşımıza çıkmaktadır.
- Güldürü odaklı olan Karagöz ve Hacivat oyunu daha çok taklitlere ve Karagöz’ün söylenen sözleri yanlış anlamasına dayalıdır.
- Bu oyun dönemin sosyal hayatı ile ilgili bizlere önemli ipuçları sunmaktadır. Özellikle oyunda anlatılanlarla birlikte oyun kahramanları Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentinin günlük yaşamında görülebilecek unsurlardan oluşmaktadır.
- Karagöz oyununda Karagöz ve Hacivat dışında sosyal yaşamın içinde de yer alan Kayserili, Kastamonulu, Rum, Ermeni, Arap ve Kürt gibi kişiler bulunmaktadır.
- Konu olarak daha çok memleketin en büyük problemlerinden olan işsizlik karşımıza çıkmaktadır.
- Bu oyuna aynı zamanda hayal perdesi ve Küşteri Meydanı da denilmektedir.
- Oyun “Giriş, muhavere, fasıl ve bitiş” olmak üzere dört bölümden oluşur.
- Oyun daha çok üçüncü bölüm olan fasılda ele alınan konunun ismiyle anılmaktadır.
Karagöz Oyunu Bölümleri
Karagöz ve Hacivat oyunu dört bölümden oluşmaktadır. Her bölümün kendi özgü belirgin özellikleri bulunmaktadır. Bu bölümler şunlardır:
- Mukaddime (Giriş) Bölümü: Oyunun başlamasıyla birlikte bu bölüm başlar. Oyunun başında perde aydınlanır ve müzik eşliğinde Hacivat bir semai okuyarak sahneye çıkar. Semai okuduktan sonra Hacivat, sıkıldığını belirterek Karagöz’ü oyuna davet eder. Karagöz’ün sahneye inip Hacivat ile atıştığı yere kadar olan bölüme “Mukaddime” denir.
- Muhavere (Söyleşme) Bölümü: Hacivat ve Karagöz’ün karşılıklı olarak atıştığı bölümdür. Bu bölümde Hacivat, Karagöz’e çeşitli sorularla bilmeceler sorar. Bu bölümde sahnede yalnızca Hacivat ile Karagöz yer alır.
- Fasıl Bölümü: Gölge oyununun oynandığı asıl bölüm fasıldır. Burada diğer tiplerin de perdeye çıktığı görülür. Bu bölümde oynana oyunun konusuna göre oyuna bir ad verilir. Oyun bir yerde tıkanır ve sonuçlanır. Böylelikle oyun sona erer.
- Bitiş Bölümü: Oyun bittikten sonra sahneye tekrar Hacivat ile Karagöz çıkar. Burada tekrar bir karşılıklı konuşma olur ve Hacivat her oyunda olduğu gibi “Yıktın perdeyi eyledin virân. Varayım sahibine haber vereyim hemân” diyerek sahneyi terk eder. Karagöz ise “Her ne kadar sürç-i lisan ettiysek affola.” diyerek oyunu bitirir.
Karagöz Oyunu Karakterleri
Bu oyunda ana karakterlerin dışında birçok kişi bulunmaktadır. Bu kişiler ve oyunda temsil ettikleri özellikler ise şu şekildedir:
Karagöz: Okumamış ve eğitim almamış bir tipi temsil eden Karagöz, oyunun en önemli kişisini oluşturmaktadır. Oyun sırasında kendisine söylenen sözleri hep yanlış anlar ve sürekli başını belaya sokar. Oyun da bu davranışlar üzerinden şekillenir. Geçim sıkıntısı yaşar ve bulduğu geçici işlerle uğraşmakla birlikte tüm oyunlarda işsiz olduğu görülür. Tam bir halk adamıdır, dobra dobra konuşur. Karagöz’ün kişilik özellikleri ele alındığında halkın temsil edildiği söylenebilir.
Hacivat: Hacivat ise biraz eğitim almış, az da olsa medrese öğrenimi görmüş bir tiptir. Gördüğü eğitimi ve bilgisini çevresindeki insanlara iyi pazarlamayı bilir. Nabza göre şerbet vermeyi bilir yani duruma göre farklı davranışlar sergiler. Az da olsa almış olduğu eğitimde öğrenmiş olduğu Arapça ve Farsça kelimeleri sık sık kullanır.(Bu nedenle Karagöz, Hacivat’ı sürekli yanlış anlar.) Hacivat genellikle başkalarının özellikle de Karagöz’ün üzerinden geçinmeye çalışır. Hacivat’ın kişilik özellikleri ele alındığında aydın kişileri yansıttığı söylenebilir.
Çelebi: Osmanlı dönemindeki İstanbul Türkçesini iyi bir şekilde konuşan, eğitim görmüş, zengin, mirasyedi ve çapkın bir tipi temsil eder.
Zenne: Geleneksel Türk Tiyatrosunda genel olarak kadınlara verilen isim zennedir.
Beberuhi: Oyunda Türkçeyi güzel konuşan, mahallenin yerlisi olan ve sürekli Karagöz’le atışan bir cüce tiptir. Boyu kısadır fakat taktığı uzun şapka ile boyunu uzun göstermeye çalışır.
Tuzsuz Deli Bekir: Gölge oyununun kabadayısıdır. Elinde her zaman bir şişe ve silah vardır. Olayların düğümlendiği yerde gelir ve kaba kuvvetle olayları çözmeye çalışır.
Tiryaki: Elinde her zaman bir tütün sopası bulunduran, afyon çekip etrafta dolaşan bir tiptir. Olayların ortasında uyuyakaldığı görülür.
Himmet: Kastamonulu Himmet olarak da bilinir. Kısa boyludur ve sırtında her zaman baltası olan bir kaba tiptir.
Bu tiplerin yanında; Laz, Kayserili, Rum, Yahudi, Kürt, Arap, Acem, Matiz, Ermeni, Bolulu, Arnavut ve onlarca tip daha bulunur.
Gölge Oyununun Kaynağı
Gölge oyununun kaynağı konusunda çeşitli rivayetler vardır. Birçok kültürde gölge oyununa rastlanır. Gölge oyunu çeşitli kaynaklara dayandırılarak M.Ö. Çin’de ortaya çıktığı söylenir. Bu görüşe göre; eşini kaybeden Çin hükümdarının üzüntüsünü azaltmak amacıyla bir sanatçı, hükümdarın eşinin bir tasvirini deriye keser ve akşamları hükümdara canlandırırdı. Buradan tüm dünyaya yayıldığını savunan görüşün yanında bu oyunun Endonezya yakınlarındaki Cava Adasından doğduğunu savunanlar da çoğunluktadır.
Karagöz ve Hacivat Hikayesi
Anadolu’ya gölge oyununun Mısır’ın fethi sonrasında geldiği düşünülür. Gölge oyunundaki Karagöz ve Hacivat oyunu ise üzerinde çeşitli rivayetler barındırır. Karagöz ve Hacivat kişiliklerinin gerçek olduğunu savunan bu rivayetlerden en güçlü olanına göre; Karagöz ve Hacivat Bursa’da 14. yüzyılda Ulu Cami yapımında çalışan işçilerdir. Kendi aralarında sürekli atışan Karagöz ve Hacivat o kadar çok dikkat çeker ki tüm işçiler onların atışmasını büyük hayranlıkla izler. Bu atışmalar tabii ki işlerinde yavaşlamasına neden olur. Caminin gecikmesine sinirlenen Orhan Gazi, mimarın suçu Karagöz ve Hacivat’a atmasıyla tarihe geçecek bu iki şahsiyetin idam edilmesini ister. Karagöz ve Hacivat’ın ölümünden büyük üzüntü duyan işçiler ve Şeyh Küşteri, onların birer tasvirini yaparak perde arkasında oynatmaya başlar. Toplum tarafından büyük ilgiyle karşılanan bu oyun Türk kültüründeki yerini alır.
⇒ Orta Oyunu I Meddah I Karagöz Video ⇐