Milli edebiyat, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında ortaya çıkan, yirminci yüzyılın başlarında II. Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle kuvvetlenen Türkçülük akımının savunduğu düşüncelerin edebiyat eserleri vasıtasıyla anlatılmaya başlandığı ve 1911-1923 yıllarını kapsayan dönemdir.
Milli Edebiyat Döneminin Oluşumu
Aslında tanımda belirttiğimiz 1911-1923 yılları arasına milli edebiyatı sıkıştırmak çok büyük bir hata olacaktır. Zira Milli Edebiyat kendinden yıllar önce ortaya çıkmış kıvılcımlardan başlamakla beraber çok daha ileri bir tarihe kadar etkisini devam ettirmiş bir edebi hareketliliktir. Milli edebiyatı anlayabilmek için Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine de hakim olmak gerekir. Osmanlı Devleti’ni bulunduğu zor durumdan kurtarmak için; Osmanlıcılık, İslamcılık, Adem-i Merkeziyetçilik gibi birçok fikir ortaya çıkmıştır. Nitekim bu fikirler devleti kurtarmaya yetmeyince daha sonra kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti ve devrimlerinin de temelinde yer alan Türkçülük akımı kendisine geniş bir kitle bulacaktır. İşte o üzüntüyle geçen dönemlerin ardından, milleti bulunduğu karanlıktan çıkarma gayretiyle ortaya konan fikir hareketlerinin bir sonucu olarak ortaya bu edebiyat çıkmıştır.
Çok uzun bir süre; milleti anlatan, köylüyü anlatan, Anadoluyu anlatan bir edebiyat ortaya konmamıştır divan edebiyatında. İşte bu eksiklikle birlikte, halkın içinde bulunduğu acılı tabloyu da değiştirmek isteyen genç yazar ve şairler memleketi anlatan, Türk milletini anlatan bir edebiyat oluşturma gayreti içerisine girdiler. Özellikle de 1908’de II. Meşrutiyet’in gelmesiyle ortaya çıkan düşünce akımları, eski edebiyatın aşırılığına olan tepki milli edebiyatın temellerinin atılmasını sağladı.
1911 yılında Selanik’te yayımlanan; edebiyat ve sanat dergisi olan Genç Kalemler’de Yeni Lisan adlı bir makale yayımlanır. Bu derginin ve makalenin en önemli tarafı ise milli edebiyat dönemini başlamasında olan büyük rolleridir. Yeni Lisan makalesi Milli Edebiyatın beyannamesi olarak kabul edilir.
Ulusçuluk hareketi altında Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp gibi edebiyat sevdalıları ‘Genç Kalemler’ dergisinde toplanarak büyük bir akıma öncülük etmişlerdir. Tertemiz Türkçe ile yazma fikrini kısa sürede birçok yazar da benimsemiştir. Öykü ve roman alanına destek veren bu yeni yazarlar ilerde edebiyatımızın en ünlü kişileri arasında yer alacaklardır. Milli Edebiyat Dönemi temelde milli akımı savunurken bazı şairler eski akımlara dair eserler sunmuşlardır. Bunları en önemlisi Mehmet Akif Ersoy’a ait olan aruz ölçüsü ile yazılmış İstiklal Marşı’dır. Milli Edebiyat akımı Türk Edebiyatı’na sayısız eser kazandırmıştır.
Milli Edebiyat şiiri bu dönemde en yüksek seviyelere gelmiştir. Olağanüstü şiirler, kullanılan üslup, kurallar ve bu döneme uygun yazılışı şiiri bu dönemde öne çıkarmıştır. Hece ölçüsünün yanı sıra aruz ölçüsü de bu dönem şiirinde yer almıştır.
Milli edebiyat özellikleri geçmiş edebi akımlara göre oldukça farklıdır. Bu da bu dönemin ne kadar önemli olduğunun kanıtlarından biridir.
Milli Edebiyat Döneminin Özellikleri
1. Bu dönemin en önemli özelliği “milli” olma kavramının edebiyatta kendine yer bulmasıdır. Avrupa’da çok daha önce benimsenen milliyetçilik geç de olsa bu edebiyatla birlikte yaygınlaşmaya başlamıştır.
2. Yine başka bir önemli özellik ise dildeki sadeleşmedir. Edebiyatın temelinde yatan en önemli duygu Türkçenin edebiyat dili olarak kullanılması gayretidir. Özellikle Yeni Lisan makalesinin bu konuda çok büyük bir rolü vardır. Bu makaleye göre; Arapça ve Farsçanın dilimiz üzerindeki egemenliği sonlandırılacak, bu dilden gelen kelimelerin yerine mümkün mertebe Türkçe kelimeler kullanılacak, Arapça ve Farsça dil bilgisi kurallarından vazgeçilecek ve İstanbul Türkçesi bütün yurtta konuşma dili olarak kullanılacaktır.
3. Çok uzun süre devam eden aruz-hece ölçüsü tartışması bu edebiyatla birlikte sonlanmıştır. Artık şiirlerde Türkçeye uygun olmayan aruz ölçüsü yerine hece ölçüsünün kullanmak büyük rağbet görmeye başlamıştır.
4. Daha çok milli konular bu edebiyatta işlenir hale gelmiştir. Özellikle Anadolu, Türk insanı, köylüler edebiyat konu olmaya başlamıştır.
5. Türk halkının ve Anadolunun edebiyata konu olması sırasında gözlemlerden yararlanılmıştır.
6. Roman, hikaye, şiir, deneme, eleştiri, makale, tiyatro vb. birçok türde büyük bir gelişim yaşanmıştır.
7. Eskilere yönelik yapılan en büyük eleştirilerden biri olan Batıyı körü körüne taklit etme hususu bu dönemde değişmiştir.
7. Sanat bireysellikten kurtarılmış ve toplum için sanat anlayışı egemen olmuştur.
8. Mizah kavramının da bu dönemde geliştiği söylenebilir.
12-13 sene boyunca devam eden bu dönem özelikle dilin sadeleşmesi konusunda altın çağ yaşatmıştır. Ulus anlayışı ve milliyetçilik ruhu bu dönemde kabarmıştır. Milli Edebiyat dönemi sanatçıları gerek eserleri gerekse de bu yeni akımda yer aldıkları için kısa sürede tanınmış, edebiyat tarihinde yer almışlardır.
Milli Edebiyat Dönemi Sanatçıları
Ziya Gökalp
Mehmet Emin Yurdakul
Halide Edip Adıvar
Yahya Kemal Beyatlı
Ayrıca Bkz -> KONU VİDEOSU