Temelleri 14.yüzyıla kadar giden modernizm kavramı, reform-rönesans gibi hareketlerin etkisiyle güçlenen bilimsel, kültürel, sanayi ve siyasal alanlardaki değişikliklerin toplum hayatını etkilemesiyle geleneksel olandan kopuşu ve ortaya çıkan değişim zihniyetini ifade eder.
Modernizmi basit bir şekilde ele almanın ve ifade etmenin pek de kolay olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü yeni manasını taşıyan bu kavramın tam olarak algılanabilmesi için eski olanla bir karşılaştırma yapmak gerekir. İşte burada birtakım sorunlar karşımıza çıkar. Mesela içinde bulunduğumuz 21.yüzyılı 20.yüzyılla karşılaştırdığımızda yeni olduğu vurgulanabilir ancak bir yüzyıl sonra içinde bulunduğumuz yüzyılın da eski olduğunu söylemek zorunda kalacağız. Dolayısıyla “Yeni” olarak tanımlayacağımız ve örnek vereceğimiz olgular bir süre sonra eski olarak değerlendirilecektir.
Modernizm sosyoloji bilimine ait bir terimdir. Modernizm batıda keşifler, rönesans ve reform hareketlerinden sonra 16. Ve 17. yüzyıllarda başlayan bir fikir hareketidir. Bununla beraber modernizm 18.yüzyıldan sonra gittikçe gelişen ve 20.yüzyılda II.dünya savaşına kadar etkileri yoğun bir şekilde hissedilen fikir ve sanat akımıdır.
Bu akımı genel olarak sözlük anlamı ve terim anlamı olmak üzere iki başlık altında incelemek gerekiyor.
Modernizm Nedir ?
A) Sözlük Anlamıyla Modernizm:
Modernizm – Modernus
Modernus – Modern-us
Modern – Moda: Hemen, şimdi, yeni
Modernizm – Modern-izm
Modern: Hemen, şimdi, yeni olan
İzm: Batı dillerinde kullanılan bir son ektir. Sonuna geldiği kelimenin anlamı ile ilgili olarak onu benimseyen, sahiplenen anlamları verir. Aynı zamanda bu tipik görüşleri, özel düşünce sistemlerini ifade eder.
B) Terim Anlamıyla Modernizm:
Çağdaşlaşma akımı yani geleneksel(eski) olanı yeni olana uydurma çabası içinde olan bir akımdır.
Modernizm Ne Zaman/Nasıl Doğmuştur?
Bu kavram Batı’da “modernus” şeklinde ilk kez 12. ve 13.yüzyılda kullanılmıştır. Daha sonra 16. ve 17.yüzyıllarda daha fazla gündeme gelmeye başlamış ve özellikle kiliseye bir tepki olarak güçlenmiştir. Kiliseye karşı bir tepki vardır çünkü kilise insani değerleri yok sayarken bilime ve insan aklına gerekli önemi de vermemiştir. Coğrafi keşifler, reform ve rönesans hareketleri, buhar gücünün keşfedilmeye başlanmasıyla hızlanan sanayileşme ve kentleşme modernizmin temellerini güçlendirmiştir.
Modernizmi belli başlı bir fikir hareketi durumuna getiren düşünürler ise Descartes, Montesquie, Jean Jack Rousseau ve Kant olmuştur. 18. yüzyılda Kant bu akımın daha sistemli bir hale gelmesini sağlamıştır.
Aydınlanmacılar tarafından sistemli hale getirilen modernizm kavramı 18. yüzyıldan itibaren günlük yaşamın birçok alanına etki eder hale geldi. Bu akım insanlara şunları vaat etmeye başladı:
- İnsanı özgürleştirmek
- İnsanları daha zengin yapmak
- Barışın tam olarak sağlamak
- Tüm vaatlerin sonucunda insana mutluluğu getirmek
(Ancak bu vaatlerin gerçekleşmemesi üzerine eleştiriler artmış ve postmodernizm doğmuştur. Bu konuda daha fazla bilgi için Postmodernizm adlı yazımıza göz atınız.)
Modernizmin Özellikleri
1) İnsan Aklına Güvenmek ve Ona Önem Vermek
Bu akımın temelinde düşünsel özellikler barınmaktadır. Dolayısıyla bilime ve akıla önem vermekle birlikte eleştiri yapmak, sorgulamak gibi özellikler gösterir.
2) Tek Bir Gerçekliğe İnanmak
Akımın temelinde nesnel bir gerçekliğin olduğu ve bunun da tüm dünyada geçerli olacağı savunulmaktadır. Adım adım gidilerek mutlak bir gerçekliğe ulaşabilmek mümkün olacaktır.
3) Evrensel Ahlak İnancı
Evrensel bir ahlak inancının oluşturulabileceğini savunmuşlardır. Onlara göre tüm dünyada uyulması gereken değerler mevcuttur.
4) Sorgulamak
Toplumsal yaşamda ve ahlaki değerlerde her şey sorgulanmaya ve neden-sonuç ilişkisi altında cevaplar aranmaya başlanmıştır.
Modernizmin Edebiyata Etkileri
Her alanda büyük bir etki gücü bulunan bu akım doğal olarak edebiyatı da etki altına almıştır. Edebiyatta modernizmin izlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
1) Realizm akımına bağlı olmak: Realizm bir edebiyat akımıdır. Realizm akımı çevremizdeki nesne ve olayları görüldükleri gibi anlatmaktır. Realist yazarlar nesne ve olayları göründükleri gibi ele alırlar. Bütün olaylar anlatılabilir.
2) Gözleme dayanmak: Gözlem, çevremizdeki nesnelerin ve olayların onları benzerlerinden ayırıcı özelliklerini görmek maksadıyla onlara bakmaktır.
3) Tasvire/betimlemeye öncelik vermek: Modern romanda tasvir çok önemli bir yer tutar. İnsanların yaşadıkları çevre ile kişilikleri örtüşür. Bu yüzden romanlarda tasvire öncelik verilir. Modern romanlarda kahramanlar, tipler ve karakterler yaratılır.
4) Dil ve anlatımda yeniyi aramak: Dil ve anlatım hususunda gelenekselliğe karşı çıkılmış ve yeni ifade şekilleri aranmıştır.
5) Yeni konuları işlemek: Bu akımın etkileriyle insanın yalnızlığı, toplumsal hayattan kaçış gibi konular ağırlıklı olarak işlenmeye başlanmıştır.