Öğretici metinler bir konuda bilgi vermek, bir konuyu öğretmek, açıklamak amacıyla oluşturulan metinlerdir. İslamiyetin etkisinde gelişen Türk edebiyatı incelediğinde nazmın yanında nesir yani öğretici metinlerin daha az yer kapladığı görülür. Osmanlı edebiyatında şiirin önemi daha fazlaydı.
İslam uygarlığı etkisinde gelişen öğretici metinler şu şekildedir: Tefsir kitapları, hadis kitapları, fıkıh kitapları, tasavvufi kitaplar, siyer kitapları, kısas-ı enbiyalar, menakıbnameler, münşeatlar, tezkireler, seyahatnameler, mektuplar…
İslamiyetle birlikte Türk kültürü içinde büyük bir yer tutan tasavvuf kendini nesirlerde de göstermiştir. Nesir alanında tasavvuf metinleri büyük bir yer tutmaktadır.
Osmanlı edebiyatında düzyazıları yani nesirleri genel olarak üç başlık altında inceleyebiliriz:
1. Sade Nesir
Bir düşüncenin net bir şekilde ifade edilmesi, halka bir konu hakkında bilgi vermek için yazılan nesirlerdir. Bu tür düzyazılarda halkın konuştuğu Türkçe genel olarak kullanılır.
Tefsir ve Hadis gibi dini kitaplar, destansı hikayeler sade nesre örnek olarak gösterilebilir.
2. Orta Nesir
Bu tür nesirlerde de halka bilgi vermek, bir düşünceyi aktarmak amacı vardır ancak yazar dilini sadeye göre daha süslü kullanır. Bu eserlerde süslü bir dil kullanmak bilinçli yapılan bir şey değildir.
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi ile tarih kitapları buna örnektir.
3. Süslü Nesir
Süslü nesirle yazılmış eserlerde sanat kaygısı, edebiyatın estetik yönü ön plandadır. Dil son derece ağırdır. Halkın süslü nesirleri anlayabilmesi Arapça ve Farsça kelimelerin de yoğun olarak kullanılmasından dolayı pek mümkün değildir. Felsefi konularda yazılan eserler buna örnektir.