Anı, bir kişinin başından geçen olayları ya da tanık olduğu durumları aradan bir süre geçtikten sonra anlattığı yazı türüdür. Özellikle toplumda çeşitli alanlarda ün yapmış isimler; anıları üzerinden tecrübelerini, unutulmayan bazı olayların bilinmeyenlerini anlatmak ve bazı toplum değerlerini anlatmak amacıyla anılarını kaleme alır.
Serveti Fünun Dönemi’nde Anı (Hatıra)
Türk Edebiyatı’nda en eski anı örneği olarak Babürşah’ın yazmış olduğu Babürname kabul görmektedir. Yine Osmanlı döneminde tezkire, menkıbe, vakanüvis, sefaretname gibi türler de hatıra örnekleri olarak teşkil eder. Ancak bu örnekler edebi olarak değer taşımaktan uzaktır. Batılı ve edebi tarzda ilk anı örneklerinin verilmesi ise Servet-i Fünun Dönemi‘nde mümkün olabilmiştir.
Servet-i Fünun sanatçısı olan Halit Ziya Uşaklıgil, edebiyatımızdaki ilk Batılı anı örneğini Kırk Yıl adlı eseriyle vermiştir. Bu dönemde verilmiş olan anı örneklerinde sanatçılar dahil oldukları edebi topluluklardaki arkadaşlarını anlatmışlardır.
Serveti Fünun Dönemi’nde Anı Örnekleri:
- Halit Ziya Uşaklıgil’in → Kırk Yıl, Saray ve Ötesi
- Mehmet Rauf’un → Edebî Hatıralar
- Hüseyin Cahit Yalçın’ın → Siyasal Anılar, Edebiyat Anıları
- Ahmet İhsan Tokgöz → Matbuat Hatıralarım