Edebiyatı genel olarak düşündüğümüzde ait olduğu toplumdan kopuk bir sanat uğraşı olarak düşünmek pek mümkün değildir. Edebiyat, toplumların yaşam biçiminin yazıya ya da söze yansımasıdır. Dolayısıyla bir toplumda meydana gelen herhangi bir alandaki değişiklik edebiyata da aynı oranda yansıyacaktır. Bu nedenle uzun bir geçmişi olan edebiyatımızı belli başlıklarda incelememiz gerekmektedir. Peki edebiyatın dönemlere ayrılmasındaki ölçütler nelerdir?
Türk Edebiyatının dönemlere ayrılmasındaki ölçütler konusu ele aldığımızda da zihniyet konusunu tekrar hatırlamakta fayda var. Türk Edebiyatı genel olarak üç başlıkta incelenmiştir:
- İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı
- İslamiyet Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı
- Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı
(Yukarıda yer alan başlıkları ilk kez ortaya koyan ünlü Türk edebiyatçısı Fuat Köprülü olmuştur. Bu bakımdan ilk edebiyat tarihçimiz Fuat Köprülü olarak bilinir.)
Yukarıda gördüğümüz dönemlerin sınırlarının çizilmesindeki en büyük etken Türklerin dahil oldukları kültürlerin etkileri altında kalmış olmalarıdır. Yani İslamiyet öncesinde kendi kültür ve edebiyatlarını icra eden Türkler, İslamiyet ile birlikte Arap ve Fars edebiyatlarının etkilerinde uzun süre kalarak edebiyat icra etmişlerdir. Aynı durum 19. Yüzyılda da Batı medeniyetlerinin etkisinde kalarak oluşturduğumuz edebiyat anlayışında da ön plana çıkmıştır.
Türk Edebiyatının Dönemlere Ayrılmasındaki Ölçütler
Yukarıda yer alan bilgileri ele aldığımızda edebiyatın dönemlere ayrılmasında toplumların birçok alanda gösterdikleri yönelimler olduğunu söyleyebiliriz. Türk Edebiyatının dönemlere ayrılmasındaki ölçütler şunlar olmuştur:
- Kültürel farklılaşmalar
- Dini hayat ve din değişiklikleri
- Dildeki değişimler (Lehçe ve Şive değişiklikleri)
- Coğrafi değişiklikler
Kültürel Farklılaşma: Bir milletin yaşayış biçimi ile hayata bakış açısına kısaca kültür denir. Türkler İslamiyet’le tanışmadan önce Çin kültürünü tanıyorlardı ve daha çok kendi kültürlerini yaşatıyorlardı. Ancak İslamiyet Türkleri öylesine etkiledi ki Türklerin yaşam biçimlerinde ciddi değişiklikler yaşandı. Uzun yıllar Arap ve Fars kültürünün etkisinde kalan Türklerin dilleri ve edebiyatları da bu yönde etkilendi. 19. Yüzyılda ise Batı kültürü etkisinde kalan Türkler aynı değişikliği bu sefer Batı yönünde yaşadı. İşte bu derinden yaşanan kültür değişiklikleri Türklerin edebiyatlarını da ciddi bir şekilde değişikliklere itti. Bu nedenle Türk Edebiyatının ölçütlere ayrılmasındaki en büyük etkenin kültür değişiklikleri olduğunu söyleyebiliriz.
Din Değişikliği: Türklerdeki kültür değişikliğini büyük ölçüde meydana getiren etken ise din değişikliği olmuştur. Daha önce de birkaç kez din değiştiren Türklerin en büyük değişikliği ise İslamiyet’e geçmekle bulmuşlardır. İslamiyet’le birlikte Türklerin tarihteki rolleri de edebiyatta olduğu gibi değişmiştir.
Dildeki Değişimler: Türkler Orta Asya ve Avrupa üzerinde çok farklı alanlara yayılmıştır. Birbirinden uzaklaşan Türkler bulundukları bölgenin de özelliklerini alarak yeni bir şive oluşturmuşlardır. Yeni şive ise edebiyatın da farklılaşmasına ve bunun sonucunda da birçok farklı edebiyat kültürü oluşmasını sağlamıştır. Bu nedenle günümüzde de baktığımızda birçok Türk Edebiyatı oluşumu görebiliriz: Azerbaycan Türk Edebiyatı, Kırgızistan Türk Edebiyatı, Özbekistan Türk Edebiyatı vb.
Coğrafi Değişiklikler: Türklerin bugün bulundukları coğrafyalara baktıklarında dünya üzerinde birbirinden uzak yerlere yayıldıklarını görebiliriz. Her yeni coğrafya Türkleri başka bir kültür dairesi içine sokmuştur. Bu da dolaylı olarak edebiyatın da farklılaşmasına yol açmıştır.