Öğrencilerimizin sözcükte anlam konusu içinde kafalarının karıştığı bir noktaların başında “Yan anlam” gelmektedir. Çünkü burada gerçek anlamdan tam olarak kopamamış olan bu anlam çeşidini bu yazımızda bol örneklerle ele alacağız.
Yan Anlam Nedir?
Gerçek (temel) anlamdan tam olarak kopmayıp yakınlık ilişkisine dayalı olarak zamanla bir sözcüğün daha çok benzetmeler yoluyla yeni anlamlar kazanmasına yan anlam denir. Bir sözcüğün temel anlamının dışında çağrıştırdığı her şey yan anlam olarak değerlendirilir. Bu anlam çağrıştırmalar ise toplumsal özellikler sonucu oluşmaktadır.
Bu anlam çeşidinin daha iyi kavranabilmesi için şu iki özelliği unutmamamız gerekiyor:
- Gerçek anlamla ilişkisi kopmamış ve yakınlık ilişkisi devam eder.
- Yeni anlamına ancak bir benzetme yoluyla ulaşmıştır.
Örnek
- Ağaçların yaprakları dökülmeye başlamıştı. (Yaprak, ağaçların solumasını ve terlemesini sağlayan bölümleridir. Bkz. TDK)
- Türkçe öğretmenimiz kırk yapraklı defter istedi. (Y.A.= Defter sayfaları ile ağaç yaprakları arasında bir benzerlik ilgisi kurulmuştur.)
- Konuşmam bittikten sonra sessizce dönüp bana baktı. (Bakmak= bir şeye yüzünü dönmek anlamını taşıdığından burada (G.A.)gerçek anlamda kullanılmıştır. Bkz. TDK)
- Bu mahalleye jandarma bakıyor. (Burada “Bakmak” fiili gerçek anlamla bir benzerlik ilişkisi altında ilgilenmek manasında kullanıldığından (Y.A.)yan anlamdır.)
Yukarıda yer alan örneklerde de görüldüğü gibi koyu renkte olan sözcükler bir benzerlik veya bir ilişkiye dayanarak kendi aralarında anlam aktarımı gerçekleştirmişlerdir. İşte bu benzerlik veya herhangi bir ilgi sonrasında oluşan çağrışımlardır yan anlamlar.
Yan Anlam Örnekleri
Konuyu daha iyi anlayabilmeniz için birçok farklı örnekle pekiştirme yapmanız gerekmektedir. Bu nedenle verilen örnekleri dikkatli bir şekilde incelemenizi tavsiye ediyoruz.
– İnce dalları toplayıp ateş yakmıştı. (G.A.)
– Yılmaz, ince ve uzun boylu bir adamdı. (Y.A.)
– Dila’nın gözleri yeşil yeşil parlıyordu. (G.A.)
– Aradığım toka çekmecenin gözünden çıktı. (Y.A.)
– Kuşu kanadından tutmuş bırakmıyordu. (G.A.)
– Yeni uçak kanatlarının dizaynları değişti. (Y.A.)
- Bilgisayar masasının ayakları sallandığından iş yapamıyordum. (İnsanın ayaklarıyla bir benzerlik ilişkisiyle yeni anlam kazanmıştır.)
- Geminin burnu buz dağına çarpmıştı. (İnsan burnuyla bir benzerlik ilişkisi kurulmuştur.)
- Dağ eteklerinde karlar erimiş ve yeşillik ortaya çıkmıştı. (Dağın alt taraflarına doğru bir büyüme olduğundan etekle anlam ilgisi kurulmuştur.)
- Bisikletin vites dişlileri dağıldığından yolda kaldık. (Vites dişi ile insan dişi arasında bir benzerlik kurulmuştur.)
- Elbisenin kolları farklı bir renkten oluşuyordu. (Elbise kolu ile insan kolu arasında benzerlik ilişkisi kurulmuştur.)
- O zamanlar ben lisede okuyordum. (Okumak burada öğrenim görmek manasındadır ancak gerçek anlamından tam olarak kopamamıştır.)
- Oda karanlık olunca ışığı yaktı. (İşlevsel bir benzerlikten dolayı sözcük anlamından kopmamıştır.)
- Şirketi dolandırırken müdürü uyutmuşlar. (Uyumak olan şeylerin farkına varamamak, onlardan habersiz kalmak anlamında kullanılmıştır. Gerçek anlamından işlevsellik yönüyle kopamamıştır.)
- Sınıf kapısının dili bozulduğu için kapıyı kapatamıyorduk. (Kapı dili insan diline benzetilerek bir ilişki kurulmuştur.)
Saolun teşekkürler